♡ Kalemimden ♡
7 stories
Kaknüs by Kaktustugce
Kaknüs
Kaktustugce
  • Reads 47,638
  • Votes 5,525
  • Parts 29
Tarihî ve askerî bir kurgudur.. Tamamen kurgusaldır, herhangi bir kurum veya kuruluşla ilgisi yoktur! Gözlerim Baybars'ın gözleriyle buluştuğunda onun gözlerinde yanan öfkenin ateşini gördüm. Yüzü ne kadar ifadesiz olsa da gözlerine yansıyan duygularını görebiliyordum. Gözlerimi kapatıp sakinleşmek için derin nefesler almak istiyordum ancak birkaç dakikalığına bile olsa Baybars'ı göremeyecek olma düşüncesi beni daha da endişelendirdi. Giderse ölürüm düşüncesi sinsi bir yılan gibi zihnimin kıvrımlarında dolaşmaya başlamıştı bile. Hayatım için beklentiye girdiğim kişinin Baybars olması ise tamamen hayatın bana oynadığı tatsız bir şakadan ibaretti. Kaçtığım şeylerin ayağıma dolanmak gibi bir huyu vardı, nedense. Adamın havada asılı kalan kelimelerine karşılık boğazıma daha sıkı bastırılan bıçakla yüzümü buruşturdum. Son iki gündür vücudum yeterince hırpalanmıştı. Fiziksel acılar konusunda tecrübesiz ve bir o kadar da dayanıksız olan vücudum için bu iki günde yaşadıklarım bile fazlaydı. "Acı çekerek ölmek istemiyorsan kızı bırak." Sesi, duruşu kadar sakindi. Vücudunun bir parçasıymış gibi rahatça kavradığı kılıcı hemen sağındaydı. Duruşu ise nasıl tarif edebilirdim ki? Dümdüzdü. Öylece bir duvar gibi duruyordu. Aşılması mümkün olmayan bir duvar gibi...
BİR ADIM by Kaktustugce
BİR ADIM
Kaktustugce
  • Reads 348,086
  • Votes 30,930
  • Parts 45
Hapisten yeni çıkmış bir kız... Köyde sınıf öğretmenliği yapan bir adam... Birbirinden farklı bu iki insanın bir araya gelmesinin hikâyesi.
KURŞUN by Kaktustugce
KURŞUN
Kaktustugce
  • Reads 356,260
  • Votes 26,146
  • Parts 35
(Mahallemin Polisi hikâyemdeki yan karakterler olan Kurşun ve Nergis'in hikâyesidir! Bağımsız olarak okuyabilirsiniz ^^) Derin nefesler alıp sımsıkı yumduğu gözlerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Biliyordu, buradaydı. Konuşmasına gerek yoktu. Ses çıkarmasına gerek yoktu. Varlığı, bütün her şeyi bir kenara itip ruhunun yanında yer alırken sese gerek yoktu. Nergis, onun geldiğini her zaman hissederdi. Öyle ki Sevda'nın çoğu zaman ona bu konuda takılmasına bile razı olurdu. Öyleydi çünkü. Nedeni veya nasılını bilmiyordu sadece Kurşun geldiğinde Nergis hissediyordu. Sevmek, ne bela bir şeydi böyle. "Nergis." O kulaklarından hiç çıkmayan tok sesi yağmurun sesine karıştığında gözyaşlarına inat başını dikleştirdi ve göz kapaklarını araladı. Gözleri Kurşun'un pişmanlık, utanç ve daha birçok duyguyla harmanlanmış gözlerini bulunca dudakları sanki duygularına inat yukarı kıvrıldı. Mutlu muydu? İnsan sadece mutluluktan mı gülümserdi? Hayır, bazı gülümsemeler içindeki acıyı dışarı vurmak için vardır. Gözyaşı mutsuzluğa, gülümseme mutluluğa esir edilmişti. "Gerçek mi?" Sesini zar zor sindiği derinlikten çıkarıp konuştuğunda Kurşun'un başını önüne eğip yutkunmasını izledi. Söze gerek yoktu işte. Duruşundan anlıyordu artık onu. Genç kızken kalbine işleyen adamı tanımaz mıydı?
Mahallemin Polisi by Kaktustugce
Mahallemin Polisi
Kaktustugce
  • Reads 2,803,532
  • Votes 161,958
  • Parts 40
Benim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem... Benim ufak dünyamı büyüten güzel kalpli bir adamı size kendi gözlerimle göstermeye çalışacağım. ... Her şey benim küçük bakkalıma bir şeyler almak için giren o güzel gözlü adamla başladı. Alışverişini yaptı, parasını ödedi ama poşetin içine kalbimi de koyup götürdü. Farkına bile varmadan... Hadi gelin, mahallemin ve kalbimin polisiyle tanışın...
Aşkın Kokusu:BARUT by Kaktustugce
Aşkın Kokusu:BARUT
Kaktustugce
  • Reads 2,574,085
  • Votes 138,558
  • Parts 52
Yaşatmak... Bazı insanlar, bazı insanları yaşatmak için doğarlar. Kendileri için değil başkası için yaşarlar. Her gün belki de yüzlerce insanın acısına bir nebze de olsa merhem olabilmek için saatlerce ayakta, uykusuz bir halde oradan oraya koşturup dururlar. Yaşatmak için. Bir nefesin daha son bulmaması, bir bedenin daha kara toprağın altına girmemesi için. Şüphesiz bu kutsal görevi ancak kutsal bir ruh yapabilirdi. Ve öldürmek... Canını alanın canını almak. Kan dökmek ve ellerine baruttan başka bir kokuyu haram kılmak. Ama silahı ateşlerken katil olarak değil yiğit olarak anılmak. Şehitlerimizin kanlarını kendine katarak gökte dalgalanan bayrak için can almak. Yaşamak ve ölene kadar öldürmek. Şüphesiz bu kutsal görevi de ancak kutsal bir ruh yapabilir. Aynı dünya da tamamen farklı hayatların içinde yaşayan iki farklı insan. Tek ortak yanlarıysa başkaları için yaşamaları. Bu, bir hemşire ve bir jandarma özel harekatçının hikayesi. Biri yaşatmak için diğeri öldürmek için savaşırken aşk da onları bir araya getirmek için savaşacaktı.
Sen Benim Romanımsın by Kaktustugce
Sen Benim Romanımsın
Kaktustugce
  • Reads 332,890
  • Votes 26,526
  • Parts 34
O, aslında kimdi? Bir adam, gizemlerle dolu... Geceleri, şehrin karanlık sokaklarında Barut ismiyle hayat buluyor. Ve şehrin yüzlerce mahallesinden birinde genç bir kadın, onlarca yazma girişimine rağmen asıl romanını yazmak için ilham kaynağını bekliyor. Barut, Şifa'ya ilham kaynağı olabilecek mi? Peki Şifa'nın tanıdığı kişi gerçekten Barut mu?
Yalanlar by Kaktustugce
Yalanlar
Kaktustugce
  • Reads 1,059,520
  • Votes 54,658
  • Parts 32
"Hasta'nın yakını mısınız?" Mehmet doktorun sorduğu soruya hiç düşünmeden aklından geçen cevabı verdi. "Evet. Eşiyim. Karımın durumu nasıl?" doktor'un yüzü üzüldüğünü belirten bir hal alırken Mehmet'in kaşları çatılmıştı. "Çarpmanın etkisiyle eşinizin beynindeki kayıt bölgesi ciddi hasar almış" "Ne demek istiyorsunuz Doktor Bey?" "Organik Amnezik Sendromu yani beyin hasarına bağlı hafıza bozukluğu dediğimiz bir durum oluşmuş. Eşiniz uyandığında bir çoğu şeyi hatırlayamaya bilir" "Bir çoğu şeyi derken?" "Bunu uyandığında anlayabiliriz. Belki bir kaç yıl belki de bütün geçmişini unutmuştur. Ama başta da söylediğim gibi beyindeki hasar ciddi bir boyutta... Kendinizi her türlü duruma hazırlayın" doktor başka bir şey söylemeyip uzaklaştığında Mehmet derin bir nefes alarak elleriyle yüzünü sıvazladı. Adımlarını Meleğin kaldığı odaya doğru ilerletip camdan içeriye baktı. Genç kızın kan kaybından dolayı solgun bedeni mavi bir pikenin altında yatıyordu. Etrafında olan kablolar insana ölümü düşündürürken Mehmet'in aklında olan tek şey hafıza kaybı meselesiydi. Bir süre öylece orada durarak kıza bakmaya başladı. Aldığı kararın bencilce ve bir o kadarda tehlikeli olduğunu bilsede vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu kızı hayatında istiyordu ve hayatında da olmasını sağlayacaktı. Sonuçları ne olursa olsun. .. Yalanlarla inşa edilen aşkın gerçeğe dönüşmesinin hikayesi... Bu sefer Aşk, yalanın misafiriydi.