BİR GECE KADAR 𝑲𝑨𝑹𝑨𝑵𝑳𝑰𝑲
Liluraa_
- Reads 4,575
- Votes 2,348
- Parts 16
İnsanlığın nereye gittiğine dair hiç bir fikrim yoktu. Her şey kötüye gitmeye başlamış, hayat değişmeye başlamıştı. Yaşamaya hakkı olmayan insanlar, yaşama hakkımızı elimizden almaya çalışıyordu. Bu kavranılacak gibi değildi.
Hâlbuki yaşamalıydı insan. Doya doya, kelimenin asıl manasında yaşamla hayata tutunmalıydı.
Benim yaşama hakkımı elimden almışlardı. Ve bu hakkı elimden alan kişi sözde benim babamdı. Baba diye hitap etmemeye çalışıyordum ama içimdeki çocuk yan bunu yapmaya devam ediyordu, anlamıyordum. Yapmamalıydım ama. Bir şey de vardı, artık o çocuksu yanım bile artık bu adamdan nefret ediyordu. Zaten karanlığa bulanmış olan çocuk, zülmete dönmüştü. Ya da ben öyle sanıyordum.
Ruhu ölmüştü o çocuğun. Birinin ölmesi için cismani ölmesi gerekmezdi. Ruh ölürken de insan ölürdü. Bunu benden iyi kimse bilemezdi.
Ben kirli insan değildim. Ben kötü bir insan değildim. Ben masum bir çocuktum. Ben kötü olmaya zorlandığımda 14 yaşımda bir çocuktum.Düşünüldüğünde kötü bir insan olmak için hiç bir sebep yoktu ama bana sebep yaratmıştılar.
Kötü birisi olmaya zorlandığımda sadece küçük bir çocuktum. Beni kendi kabuğum olan karanlığıma çekmiştiler. Ve bunu yalnızca 'babam' yapmamıştı. En yakınlarımdan ve hayata gelmeme sebep olan kişiyle beraber yapmıştılar.
Küçük çocuğun katili olan ve sözde babam olacak adam karşımdaydı. Elleri kolları bağlı, yüzü kanlar içindeydi. Kokusundan yanına yaklaşmak bile mümkün değildi. Layık olduğu yerdeydi.
Peki ya ben niye burdaydım? Biliyor muydum bunun sebebini?
Tabii ki biliyordum. Saklım diye adlandırdığım adamın sağlığı için, yaşaması ve nerede olduğunu öğrenmek için. O yüzden yüzüne bile bakmak istemediğim adamın karşısındaydım.