"Hotel California'ya hoş geldiniz, daima yerimiz vardır." Nevada ve Arizona'nın arasından California'ya toprak bir yol uzanır, yolun kenarlarında sigara izmariti gibi atılmış bataklıklar vardır. Yazları çorba gibi fokur fokur kaynar, havaya akbaba leşinden farksız bir koku bırakır. Gene de bu yol yirmilerine yeni basmış gençler tarafından sık tercih edilir; onlara göre ikinci el dükkanından aldıkları cilalı mustanglarla, boyaları sökülmeye yüz tutmuş pansiyonlarda birkaç gece kalmak, yaşları tutmayan içecekleri fondüpleyip rimelleri dudaklarına akasaya kadar sevişmek ve günün sonunda pişmanlık gözyaşlarıyla, gene de yaşadıklarını tekrarlamaktan çekinmeyerek, eve dönmek bir özgürlüktür. Artık vasinin imzasına, hatta direk vasiye bir ihtiyaç duymamanın özgürlüğüdür. Bu yüzden Arizona ve Nevada'nın arasına sıkışmış bu toprak yol her ebeveynin kabusudur. Çocukları azıcık bu yoldan bahsetsin titremeye başlar, kavga ederler. Sanki çocukları kavga ettikleri için onları dinleyecekmiş gibi, gerçi dinleyen de yok değildir. Aile baskısıyla büyümüş gençler çoğunlukla dinler hatta. Ama Ten değil, Ten diğer pek çok yaşıtı gibi babasından hokkalı bir küfür duyar duymaz arabasına atlar. California'ya gidecek ve hep hayalini kurduğu o yaz aşkını tadacaktır.

"Asla gerçekleşmeyecek bir yangın için toz oluyorsun, Batı Roma." Avrupa Hun x Batı Roma ¦¦ Countryhumans

"Doğu'da ölüm çok olur, bilmez misin?" ¦ Countryhumans ¦

alman imparatorluğu x avusturya - macaristan. i grieve in tears, while listening my precious' lullaby's. no number can't define my grief. i'm alone with my enemy and i know that; the marble cold blood flowing down my lips, does not belongs to me. noel au.

"Ben hâlâ ayaktayken birbirinizi sevin. Günleriniz çam ağaçlarının serin gölgeleri altında, ellerinizde zeytinli ekmeklerle, huşu ve mutluluk içerisinde geçsin. Çocukluk aylaklığını, kardeş sevgisini yarının meselesi hâline getirmeyin. Geleneğe değil, gerçeğe sarılın." Karesi Beyliği minik kollarını bebek kardeşine, Osmanoğulları'na, sardı. Ondan sonra gelecek olanlara babasının bu sözünü iletecekti. 1299-1453, Osmanlı.

countryhumans ship kitabı, isteklere kapalı. tamamlandı.

birinci dünya savaşı/erken cumhuriyet dönemi fici. türkiye odaklı. 1904-1923.

one shot. selçuklu - oğuz yabgu devleti anıları.

İki kişinin ölümü

İnsanlar her zaman bir şeye inanarak ya da inanmayarak hayatlarını idame ettirmişlerdi.. Sorun şu ki bunu ne için yaptıklarını pek bilmezlerdi.. Ama ben neden herşeyden bu kadar farklıyım... Tanrı beni ne için böyle yarattı da ben bu kadar kendimi bilmeze dönüştüm.. Ya da beni o yaratmadı mı.. Çünkü onun düzenini inanmıyorum. Anlayamıyorum.. Anlayamadımda ... Ama içimden bir ses inanmamı gerektiğini söyledi.. Tüm bu saçmalıklara rağmen....