En sevdiklerim
4 stories
KAOSUN DİŞLİ MÜCEVHERİ by fatmakaynakk
KAOSUN DİŞLİ MÜCEVHERİ
fatmakaynakk
  • Reads 301
  • Votes 88
  • Parts 9
Sert avucu bileğimi kavradığında beni kendine doğru çekti. Kendisine doğrulttuğum namlu kalbinin hemen altınayken gözlerime baktı. "Sen benim en başından beri, tek düşmanımsın." İhtiras dolu bakışlarına tezat, kanlı dudaklarından sızan sözleri, tıpkı zehirli bir yılan gibiydi. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum soğuk silahın namlusunu, mide boşluğuna daha da bastırdım. "Hadi ama..." dedim sessizce, buna inanmak istemiyor gibi. "Bunun bir yalan olduğunu söyle." Alnını alnıma yasladığında belki de ilk kez ölmek istedim. Dudakları üzerindeki kanı diliyle temizledi. "Bu kaosun dişli mücevheri sensin, Tomris." Buna inanmak istemiyordum. Tetiğe yavaşça dokunurken yanaklarım tekrar ıslandı. Titreyen dudaklarımdan birkaç hıçkırık peyda olurken, kirli ve terli yüzüm, yüzünün çok yakınındaydı. "Hemen, bana bunun kocaman bir yalan olduğunu söyle Pars" Yaşlı gözlerim belki de ilk kez birine yalvarıyordu. "Lütfen..." Sessizdi. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar sessizdi. İntikam bir tutku gibiydi. Bağımlı hâle geldiğim tek tutkumdu. Ancak o an, içimdeki intikam arzusunu onunla tatmin etmemek için ne çok sebebim vardı... Peki ya şimdi, hangimiz ölecektik? ~
NEFRETİN TOHUMLARI by senaguleryuzz
NEFRETİN TOHUMLARI
senaguleryuzz
  • Reads 81,040
  • Votes 13,729
  • Parts 56
O gün, "Bir insan kaç kere ölür," demişti silahın namlusunu koluma sürterken. Geçmişi düşünürken acıyla gülümsedim. "Bir insan kaç kere ölür, gece yüzlü adam?" Ve, titreyen ellerimle tetiğe bastım. •••• Yerde bir hançer. Ve Canavar'dan önce hançere ulaşmaya çalışan 4 ayrı kişi. Araf hançere doğru koşuyor, elindeki fotoğrafı sıkı sıkıya tutarak. O fotoğraf Araf'a yaşam veriyor, Araf ise o yaşam için kendisini de etrafındakileri de ateşe veriyor. Eksen hançere doğru koşuyor, kendisini yavaşlatan yüklerden kurtulmak için ceplerini boşaltıyor. Cebinden çıkan tek şey erik, kalan yük Eksen'in ruhunda. Ödetmek istediği bedellerin yükü onu geriye çekiyor. Eksen'in koştuğu yoldan bir kadın hançere doğru koşuyor, Süveyda. Geçmişin gölgesi de onu kovalıyor. Baş koyduğu yolda yaşanacak her şeye razıydı ama yolu attığı her adımda kana bulanıyor. Eymen hançere doğru koşuyor, hançere ulaşmayı istemesinin sebebi diğerlerinden farklı. Hançeri canavara saplamaktansa, hançeri elde etmek isteyenlere saplamayı hedefliyor. Hepsi hançere ulaştığında Canavar da oradaydı. Hançeri almak için Canavar ile savaşmaları gerekiyordu. Ama dışarıdan bakan kimse canavarı ayırt edemedi, çünkü canavar artık hepsiydi... #psikoloji 18 #gizem 66
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Reads 16,519,806
  • Votes 669,354
  • Parts 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
SOKAK NÖBETÇİLERİ
asliaarslan
  • Reads 57,190,629
  • Votes 2,228,716
  • Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."