EFKARİS+18
Meva_deSen
UYARI: Ağır bir kitaptır. Cinsel içerik, istismar, şiddet ve bu gibi ögeler içermektedir.
🪷
Gözlerimi yavaşça araladım ve karşımdaki Kuzgun'a doğru, neredeyse fısıltıyla, "Beni öptün," diyebildim sadece. Sözlerim, hem bir suçlama hem de bir kabulleniş gibi havada asılı kaldı. Kuzgun, başını hafifçe yana eğerek beni inceledi. Soğuk parmaklarını usulca uzattı ve koluma dokundu. Parmakları, geçmişin bıraktığı izler arasında narince gezindi, sanki o yaraların her birini anlamak istiyormuş gibi.
"Seni değil, gözyaşını öptüm," dedi, sesi sanki bir meltem gibi nazikti ama bir o kadar da uzak. Sözleri ilk başta kulağıma mantıksız gelmişti. Kaşlarımı çatıp ona baktım, kendimden emin bir şekilde, "Onlar da bana ait," diye itiraz ettim. Sesimdeki kırılganlık, aslında çok daha fazlasını anlatıyordu.
Kuzgun, gözlerini bana dikti, bakışlarında saklanan anlamı çözmek neredeyse imkânsızdı. Dudaklarında hafif, hüzünle yoğrulmuş bir tebessüm belirdi. "Gözyaşların, akıttığın kişiye aitti, Zerya," dedi. "Ben seni değil, küçük Zerya'yı öptüm."
O an kalbim bir an için durdu gibi hissettim. Sözleri, sanki derin bir yara gibi içimde yankılandı. Küçük Zerya... yıllardır yok saymaya, unutmaya çalıştığım o çocuk. Yalnız, korkmuş, bir köşeye çekilmiş o küçük kız... Sanki Kuzgun onun hayalini görmüş, elleriyle dokunmuş ve gözyaşlarını silmişti. Birden, içimde bir sızı hissettim. Bu, onun değil, kendi içimde sakladığım çocukluğun yarattığı acıydı.
Kuzgun'un soğuk ama güven veren sesi bir kez daha odada yankılandı. "Gözyaşların, senin değil, bir zamanlar gücünü kaybetmiş bir çocuğun çığlıkları. Ben seni değil, o çığlıkları susturmak için buradayım."