Kurgularım🌝
3 stories
EFKARİS+18 by Meva_deSen
EFKARİS+18
Meva_deSen
  • Reads 136
  • Votes 40
  • Parts 8
UYARI: Ağır bir kitaptır. Cinsel içerik, istismar, şiddet ve bu gibi ögeler içermektedir. 🪷 Gözlerimi yavaşça araladım ve karşımdaki Kuzgun'a doğru, neredeyse fısıltıyla, "Beni öptün," diyebildim sadece. Sözlerim, hem bir suçlama hem de bir kabulleniş gibi havada asılı kaldı. Kuzgun, başını hafifçe yana eğerek beni inceledi. Soğuk parmaklarını usulca uzattı ve koluma dokundu. Parmakları, geçmişin bıraktığı izler arasında narince gezindi, sanki o yaraların her birini anlamak istiyormuş gibi. "Seni değil, gözyaşını öptüm," dedi, sesi sanki bir meltem gibi nazikti ama bir o kadar da uzak. Sözleri ilk başta kulağıma mantıksız gelmişti. Kaşlarımı çatıp ona baktım, kendimden emin bir şekilde, "Onlar da bana ait," diye itiraz ettim. Sesimdeki kırılganlık, aslında çok daha fazlasını anlatıyordu. Kuzgun, gözlerini bana dikti, bakışlarında saklanan anlamı çözmek neredeyse imkânsızdı. Dudaklarında hafif, hüzünle yoğrulmuş bir tebessüm belirdi. "Gözyaşların, akıttığın kişiye aitti, Zerya," dedi. "Ben seni değil, küçük Zerya'yı öptüm." O an kalbim bir an için durdu gibi hissettim. Sözleri, sanki derin bir yara gibi içimde yankılandı. Küçük Zerya... yıllardır yok saymaya, unutmaya çalıştığım o çocuk. Yalnız, korkmuş, bir köşeye çekilmiş o küçük kız... Sanki Kuzgun onun hayalini görmüş, elleriyle dokunmuş ve gözyaşlarını silmişti. Birden, içimde bir sızı hissettim. Bu, onun değil, kendi içimde sakladığım çocukluğun yarattığı acıydı. Kuzgun'un soğuk ama güven veren sesi bir kez daha odada yankılandı. "Gözyaşların, senin değil, bir zamanlar gücünü kaybetmiş bir çocuğun çığlıkları. Ben seni değil, o çığlıkları susturmak için buradayım."
GÖLGEDEKİ İKİLİK+18 by Meva_deSen
GÖLGEDEKİ İKİLİK+18
Meva_deSen
  • Reads 11,207
  • Votes 504
  • Parts 27
"Dur, kalkma" dedi Mehmet, sesinde hem bir yalvarış hem de bir buyruk vardı. Gözleri, Serin'in gözlerinde kilitliydi. Sonra, derin bir nefes aldı ve sesi daha da alçaldı. "Beni öpersen, özgür bırakırım seni." "Sen..." dedi Serin, öfke ve şaşkınlık karışımı bir tonla. Ama Mehmet, onun lafını tamamlamasına izin vermeden konuştu. "Bir kere olsun," diye devam etti Mehmet, gözleri hâlâ Serin'in gözlerinden ayrılmıyordu. "Bana bir an, sadece bir an için, gerçekten dokunmayı dene... Ben olduğumu bilerek. Sonra istediğin yere gidebilirsin." Serin'in gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Bu temas, ruhunu sıkıştıran bir ağırlık gibi üzerindeydi; iğrençlik, korku ve çaresizlik arasında sıkışmıştı. Ama bir şansı olabileceği umuduyla, bu işkenceye dayanmak zorunda hissetti kendini. Mehmet'in hareketleri yavaş, öldürücü bir sabırla sürdü. Serin'in dudaklarına değen her temas, onun için acının başka bir boyutuydu. Yaklaşık otuz saniye süren bu öpücük, Serin'e bir ömür gibi geldi. Mehmet, dudaklarını Serin'inkinden usulca ayırırken, ellerini yüzünden çekmedi. Sanki bu anın sonsuza kadar sürmesini istiyormuş gibi sessiz kaldı. Parmakları, Serin'in yanaklarından akan yaşları silerken, fısıldar gibi konuştu. "Şşh... Ağlama." Sonra, neredeyse varla yok arasında bir öpücük daha kondurdu Serin'in dudaklarına. Bu kez daha kısa, ama daha derindi. Serin, yerinde donakalmıştı. Nefesi düzensizleşmiş, düşünceleri dağılmıştı. İçindeki tüm duygular birbirine karışmıştı. Mehmet, ondan yavaşça uzaklaştı. Gözleri hala Serin'in gözlerinde, yüzünde ise hüzünle karışık bir teslimiyet vardı. Derin bir nefes aldı ve kelimeler döküldü dudaklarından. "Şimdi öldürmeyi başardın işte. Dudaklarınla zehirledin beni." Bir an duraksadı, sanki son bir kez söylemek için kendini toparlıyormuş gibi. "Artık özgürsün, Serin."
RUHUMDAKİ YANGIN +18 by Meva_deSen
RUHUMDAKİ YANGIN +18
Meva_deSen
  • Reads 86,115
  • Votes 5,491
  • Parts 37
İSİM VE KAPAK DEĞİŞTİ! ESKİ İSİM (İMKANSIZ +18) (YARI TEXTİNG) CİNSEL İÇERİK VE KÜFÜR İÇERMEKTEDİR! __________________________ Ateş ellerini iki yanıma koyarak duvarla beni kendi arasına haps ederken yüzüme doğru biraz eğilmiş ve "Bugün şansını fazla zorladın, Adin!" demişti. Sonda duyduğum isim... Gözlerim şokla açılırken "Sen..." diye fısıltı döküldü sadece dudaklarımdan. Ne diyeceğimi anında anlarken dudaklarına yine o sırıtışı eklemiş ve "En başından beri, biliyordum" demişti. "Ne?" "Sana seni elime geçirirsem fena yapacağım dediğimi hatırlıyorum Adin. Sende hatırlıyor musun?" Yaşadığım şoktan biraz olsun çıkarken ellerimi sert göğsüne yerleştirerek var gücümle itmiş ve sanki başarabilecek mişim gibi ondan kurtulmaya çalışmıştım. Küçücük bedenim onun iri gövdesinin yanında daha da küçük kalırken onu itmeye çalıştığım ellerimi tek eliyle yakalayıp başımın üstünde birleştirmişti. Diğer elini ise belime yerleştirmiş ve bir aşağı bir yukarı olacak şekilde hafif hafif okşamaya başlamıştı. Korku bedenimi esir alırken yüzümün her köşesinde hissettiğim nefesi ile daha önce hiç bu kadar yakın olmadığımızı anlamıştım. Ellerimi koca elinden kurtarmak adına yerimde durmadan bir o tarafa bir bu tarafa kıpırdarken gözlerini bir kere kapatıp açmış ve "Şşh, rahat dur." diye fısıldamıştı kulaklarıma doğru. Karşısında tir tir titreken burnunu yanağımda gezdirmiş ve kokumu içinde çektikten sonra "Madem karşımda böyle titreyecektin ne diye bana yazdın?" demişti. Soruları karşısında dudaklarımı açıpta bir şey söyleyemedim. "Sana karşı sabrımın sonuna geldim!" diye fısıldadıktan sonra sanki olabilecekmiş gibi bana biraz daha yaklaşmıştı. Bakışlarım önümdeki koca bedene inat yakalanmamak için kilitli kapıya dikilirken dudaklarıma değen dudaklarla gözlerim