Anlaşmalı Evlilik
7 hikaye
Hüzün Kokulu Papatya tarafından hayal_et82
Hüzün Kokulu Papatya
hayal_et82
  • OKUNANLAR 2,976,010
  • Oylar 136,668
  • Bölümler 65
Eliyle biraz sonra evleneceği kızın çenesini kavrayıp yerde olan gözlerini,gözlerine sabitledi.Tamamen duygudan yoksun buz gibi bakışlarını önce çehresinde dolandırdı,ardından konuşmaya başladı. "Biliyor musun beyazlar içindesin ama ben sende değil saflık,kokuşmuş benliğiyle simsiyah bir ruh görüyorum ve tek kelimeyle midemi bulandırıyorsun."Karşısında ki kızın gözünden akan yaşları görünce öfkesi dahada artmıştı.Kadınların ağlamasından nefret ediyordu özellikle böyle basit kadınların.Elini sert bir hareketle çenesinden çekip kollarına asıldı. "Sakın...Sakın o sahte göz yaşlarını akıtayım deme!!"Dedi ve tiksinircesine kıza bakıp devam etti. "Şimdi seninle aşağı inip o lanet imzaları atıyoruz.Sen aileni kurtarıyorsun,bende oğluma oldukça pahalı bir bakıcı tutuyorum.Şimdi yürü!!"
ESİR tarafından gizzemasllan
ESİR
gizzemasllan
  • OKUNANLAR 10,265,181
  • Oylar 494,861
  • Bölümler 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
İzale tarafından bekirzade_leman
İzale
bekirzade_leman
  • OKUNANLAR 5,857,828
  • Oylar 221,398
  • Bölümler 56
Genç Kız Edebiyatında #1 06.10.2018 Nisa yirmi bir yaşında kendi hâlinde bir genç kızdır. Ailesinin baskısıyla yirmi sekiz yaşındaki Ufuk Ersoy'la evlendirildikten sonra ikisinin de hayatı tamamen değişecektir. Ufuk bir türlü Nisa'yı kabul etmek istemezken Nisa'nın gidebilecek hiçbir yeri yoktur. Günler geçtikçe birbirlerini tanımaya başlayan bu ikili arasındaki çekim hem çok güçlü hem de çok yıkıcı bir hâl alacaktır. Ufuk'un geçmişinin tozlu sayfalarından gelen hatırları Nisa'nın kalbini tuzla buz edecektir. Nisa güçlü olmaya çalıştıkça Ufuk onun kalbini kırmakta hiç tereddüt etmez. Peki Ufuk'ta Nisa'ya alışmaya başlarsa ne olacak? Geçmiş onların peşini bırakacak mı?
MIH tarafından _Mehsa_
MIH
_Mehsa_
  • OKUNANLAR 8,139,092
  • Oylar 358,221
  • Bölümler 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
ESARET   tarafından LaleSarhan
ESARET
LaleSarhan
  • OKUNANLAR 6,048,549
  • Oylar 257,106
  • Bölümler 99
Ruhsuz bir adamla evlendim. Ruhsuz, duygusuz, gaddar, kaba ve insanlıktan yoksun bir adam... Artık Karahan konağında o ruhsuz adamla bir ömür geçireceğim. Ben beyaz gelinlikle annemin evinden çıkarken herkesin gördüğü gelinlik değildi, üzerimdeki... Kefenimdi... O gelinlik üzerimden çıktı ama kimsenin görmediği kefenim hâlâ üzerimde. Kimse görmese de ben görüyorum. Ben her gün öldüğümü sanırken, aslında o adamı gördüğüm gün öldüm ama bilemedim. Ben kim miyim? Hande İnanoğlu. Kerem Karahan'la evli, hayatı cehennemden daha cehennem sıradan biri... Çok sevdiğim arkadaşım Zehra'mın katkılarıyla.. Sonsuz teşekkürler NOT: TÖRE HİKAYESİ DEĞİLDİR!
+16 tane daha
EMANET tarafından aysegulkalayzengin
EMANET
aysegulkalayzengin
  • OKUNANLAR 1,957,821
  • Oylar 79,127
  • Bölümler 51
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
Güneşi Yakala tarafından misamigoss
Güneşi Yakala
misamigoss
  • OKUNANLAR 1,156,492
  • Oylar 108,138
  • Bölümler 52
"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağına doldurdu, fakat doldurduğu suyu eline alamadan İnci'nin bardağı kapıp kafasına dikmesiyle sabırla yutkundu. "Sen nasıl bir manyaksın ben anlamadım ki!" Güldü İnci. "Nasıl bir manyak olduğumu çözebileceğin kadar kalmamayı umut ediyorum hayatında." diye yanıtladı Yavuz'u. Bedeninin duruşunu bozmadan boynunu çevirip kıza kısa bir bakış attı Yavuz. "Bir yerde kalabilmen veya ayrılabilmen için orada olman gerekir. Sen benim hayatımda değilsin." dedi ters sesiyle. Kıkırdayarak bardaktaki sudan biraz daha içip "E süper o zaman." diyerek ayağa kalktı İnci. "Hadi burada uslu uslu oturmaya devam et sen."
+9 tane daha