okuyun okutun listem ❣️
14 stories
MAVİ GÖZLÜ DEV by hobitsu
MAVİ GÖZLÜ DEV
hobitsu
  • Reads 23,005
  • Votes 1,917
  • Parts 15
Hazal Arapçada kuruyup dökülen ağaç, yaprak anlamına gelir. Kelebek misali tek bir bahar yaşayacağını bilir gibi salınan, kısacık vaktini de kendinden çalarak ya gölgesini mesken edinenleri serinleten ya da yeryüzünde nefes alan onlarca canlının soluğunun sebebi olan bir garip canlı... Kendini düşünmeden veyahut düşünecek vakti olmadan vadesini doldurup cansızlaşan; küçücük bir ayazda, hatta bazen hiç buna gerek kalmadan kendiliğinden hayat kaynağından koparak süzülen varlıktı hazal. Genç kız sıklıkla ismiyle müsemma bir insan olduğunu düşünürdü. Ona göre de kendisi dünyada kendine dair hiçbir keyfi an yaşamadan, öylece süzülüp toprağa karışacaktı. Ve her bahar binlerce hazala olduğu gibi ona da dönüp bakan olmayacaktı. Fark edilmeyecekti bile, öylece solup gidecekti hatırası. Bilemezdi. Masmavi gözleri olan koca bir adamın gözü kapalıyken bile kendini düşleyeceğini, yokluğunda da varlığında da aynı kıymetle sevileceğini bilemezdi. En sıcacık düşlerini bir devin kocaman kollarının gerçek kılacağını bilemezdi.
KATRAN KARASI by mavinintonuu7
KATRAN KARASI
mavinintonuu7
  • Reads 134,273
  • Votes 14,422
  • Parts 13
"Daha şimdiden yeşillerinden yaş akıtmışım." Hale, dudaklarını sıkıca birbirine bastırdığında onda tuttuğu gözlerini çekip bir an etrafında dolaştırdı ve yeniden baktığında az önce göz bebeklerinden geçen o hissi sakladı Cihan. "Hikayemi duydun." dedi, pürüzlü bir sesle. Kambur gibi duran sırtını dikleştirdi. "Sekiz yıl önceki o adam olmadığımı da gördün." Söyledikleriye titrek bir nefes verdi ikisi de. "Git Hale." Hale'nin tam göğsünün ortasında derin bir sızı meydana geldi. "İnsanlar susmayacak. Konuştukça seni yaralayacaklar. Sonra kaçmaktansa şimdi kaç, git Hale." Kara gözlerini son bir kez daha onun yeşil gözleriyle buluşturdu. Bu defa saklamayamadı hislerini. Silik bir şefkate sarılmış bir hüzün vardı. Yine de son sözleri, bakışlarında taşıdığından çok uzak, buz gibiydi. "Bu evlilikten vazgeç, git."
KONUK SEVMEZ DENİZ by zanegzo
KONUK SEVMEZ DENİZ
zanegzo
  • Reads 3,267,944
  • Votes 238,467
  • Parts 24
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.
kuşlar var tahran'da | cünzey by gitmekisterim
kuşlar var tahran'da | cünzey
gitmekisterim
  • Reads 16,353
  • Votes 879
  • Parts 9
Değişmez denilen her düzene bir başkaldırı mevcuttur. Beşeri bir düzen ancak düzensizlikle sağlanır, ❝Korkarsan sığın göğsüme, ağlamak istersen kuşlara bak. Bu düzene uyamıyorsan elimi tut. Eğer tutarsan elimi, bir devir kapanır. Biz kazanırız Cüneyd. ❞
SARKAÇ by Maral_Atmc6
SARKAÇ
Maral_Atmc6
  • Reads 10,886,537
  • Votes 435,640
  • Parts 22
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
MÜNFERİT by RArsenDemir
MÜNFERİT
RArsenDemir
  • Reads 5,751,568
  • Votes 324,343
  • Parts 54
Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir uğultu ve hemen ardından boğazımda bir yanma meydana geldi. Onu göğüsünden tutup kendimden uzaklaştırmak ve bu yakınlığın gereksiz olduğunu savunmak istedim ancak dudakları temasını kesmeden ve onu itmemden gram etkilenmeden sürtünerek burnumun ucuna kadar indi. "İhtiyaç duyduğunda, baban olurum." Dudakları burnuma küçük bir baskı uygulayarak kısa süreliğine tenimden ayrılırken çok geçmeden sıcak dudaklarının varlığını yanan yanaklarımda hissettim. Göğüsümde binbir çabayla canlı tutmak için çabaladığım, özenle sakladığım o minik kuşun kanatlarını delicesine çırptığına şahit oldum. Yutkunuşlarım arttı. Nefes alış verişlerim hızlandı. Dudaklarını aralayıp kısa bir nefes aldığı esnada burnunu bir kedi misali usulca yanağıma sürttü. "Sığınmak isteğinde, liman olurum." Ilık nefesini sertçe dışarı bırakarak aralık dudaklarımın arasından içeri sızmasını sağlarken kollarının arasında titredim. "Korktuğunda, kalkan olurum." Dudakları temasını kesmeden bir yol izlercesine dudaklarımı es geçip çeneme ilerledi ve bir sonraki durağında yumuşak bir baskıyla çeneme yaslandı. "Ne olmamı, neyin olmamı istiyorsan o olurum." Başını aşağıya eğmeden hemen önce bakışlarını gözlerime çevirerek yüz ifademi dikkatle inceledi. Rahatsız olup olmadığımı kontrol ediyor olmalıydı. Değildim. Biraz garip hisler içindeydim ancak bu senelerdir hissettiğim huzursuzluk, rahatsızlık ya da korku hislerine hiçte benzemiyordu. "İhtiyacına, isteğine göre şekillenirim ama bu durum kocan olduğum gerçeğini değiştirmez."
BÜLBÜL by papatyakorusu
BÜLBÜL
papatyakorusu
  • Reads 177,627
  • Votes 15,389
  • Parts 23
*avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum,neden sana vurgunum? -bir mahalle hikâyesi- 18/05/2023 " Dökme yüzünü." dedi. Yüzüne vuran kızıl ateşlere bakarken gözlerinde kararlı bir ifade vardı. Kurşuni bulutlar, karşıdaki binaların silüetlerin üzerine yığılmışlardı ve akşamın alacasına güneşin son kızıllıkları karışıyordu. Hafif bir rüzgâr çıkmıştı. Sesi, bulanıklıktan uzak, net ve kendinden emindi. Hiç tereddütleri olmamıştı zaten. Şimdi oturduğumuz bu tenhalıkta, gözleri yerdeki ateşin kızıllığındayken düşen yüzümü, incinen kalbimi nasıl fark etmiş, nasıl sezmişti bilemiyordum. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Kemikli yüzündeki kararlı ifadeye baktım. Gözleri ateşten uzaklaşıp bana döndüğünde yanağında şimdi sakalların gizlediği yara izini ve sebebini düşünüyordum. Yaralar her zaman görünür değildi, olamazdı ama sanki onun yaraları gördüğümden daha derinlerde bir yerlerde gibi geliyordu bana. Gözleri, uysal bir kuştan uzak, gelip gözlerime ilişti. Bakışları karanlık bir orman gibiydi ama tekinsiz değildi. Alaz alaz bir ifade vardı. Hummalı, sert ve kendinden emindi. Kaşlarının arasındaki çukurlar inen akşamla karanlık çizgilere dönmüştü. Garip bir şekilde yanında kendimi hiç olmadığı ölçüde güvende hissettiğimi fark ediyordum. Bana bakarken gözünü bile kırpmıyor, bakışlarındaki bir şey beni gözlerimi kaçırmaya hatta buradan çıkıp ardıma bile bakmadan kaçmaya zorluyordu. Ama direniyordum. Ne gözlerimi mızrak gibi saplanan bakışlarından çekebiliyordum ne de koşup uzaklaşmaya derman bulabiliyordum. " Dökmedim." dedim inkar ederek, az önceki sözünü esasında kendime hatırlatmak için. Elindeki uzun çubukla ateşi karıştırırken tüylerimi diken diken eden ifadesini de çekip almıştı üzerimden. " Döktün. Ama sen yine de dökme yüzünü. O yüz, dökülecek yüzlerden değil."
YABAN  by papatyakorusu
YABAN
papatyakorusu
  • Reads 4,371,349
  • Votes 251,591
  • Parts 61
<Güzel sevmek üzerine bir hikâye... > - Yaş farkı vardır- Mahalledeki gençler olarak uzak tavırları, suskunluğu, sert mizacı sebebiyle aramızda onun adı "Yaban"dı. Beş yıl sonra mahalleye geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Özellikle benim için. * (Nisan 2021)
ONSRA [KİTAP OLDU] by Gkennder8
ONSRA [KİTAP OLDU]
Gkennder8
  • Reads 1,663,058
  • Votes 13,353
  • Parts 9
Hayatı boyunca yüzü hiçbir şeyden gülmemiş bir kadın, Jülide Erbaş. Hep eksik bırakılmış, hep yalnız. Tam olmanın ne demek olduğunu hiç bilememiş. Ev nedir, aile nedir hiç tadamamış. Aşk'ı tattığını sanıp, yanılgılara kapılmış. Ama yinede hayatın taktığı her çelmeden sonra ayağa kalkmış. Kendisine sunulan kimsesizliğini, kendisini mesleğine adayarak kapatmış. Günü geldiğin de, gerçekten kimsesiz kaldığın da, hayatta ki tek varlığı annesi öldüğünde içinde ki uçurtmanın bağı yeryüzünden çözüldü. Göğe karıştı. Uçurtmasını gökyüzünü gözlerinde barından bir adam kendi gökyüzüne kattı. Alp Aslan Şahin Mesleğini kendi canından öte tutan yüzbaşı. Sevmek, sevilmek onun için hem çok uzak hemde kumar. Disiplin ve otorite hayatının merkezi olan Alp Aslan, tek bir gece disiplinini bozdu. O gece de, Jülide'nin yeryüzünden kopan uçurtması gelip onun koynuna kondu. Aynı otorite ve disiplinle hayatı şekil alan iki insan. Biri hayat kurtarıyor, diğeri vatanı söz konusu olunca hayat alıyor. Jülide, asla hayatında olmasını istemediği meslek grubunun tam ortasına kendisi düşüyor. Kendi öyküsünün sonunu kendisinin yazdığını düşünürken, asla öyküsünün yazılmayacağını düşünen Alp Aslan'ın öyküsünün baş karakteri oluyor. İstemediğimiz otlar, hep burnumuzun dibinde biter. Jülide, Alp Aslan'ın varlığını neşterle kesip atacak mı yoksa kalplerde açılan yaraların üzerine kendi dikişini mi atacak? Aynı kokuya aşık iki insan. Birinin hayatı barut kokusu diğerinin yuvası barut kokusu. Bir korkuyla harmanlanan iki gözü karanın hikayesi. Tüm hakları saklıdır. Yetişkin içerik mevcut. Gökçen KOÇAN
Opia | TAMAMLANDI by Gkennder8
Opia | TAMAMLANDI
Gkennder8
  • Reads 2,986,065
  • Votes 189,904
  • Parts 76
Küçük bir kız çocuğuydum. Bedenim büyüdü. Ruhum bir üvey babanın elinde yok oldu. Adımı parlamam için Yıldız koyan annem, gün geldi tüm ışığımın sönmesine göz yumdu. Yıldız oldum, ruhum tutunamadığım gökyüzünden kaydı. Ben, hiç parlayamadım. Tahtımı yapmayanlar, bahtıma kara leke sürmek için uğraştılar. Direndim. Hayattan tek öğrendiğim bu oldu benim. Yaşamadan bilemezsin denilen ne varsa, yaşadım da öğrendim. Yaşadığım mahallede mazlum diye anıldım. Tek Mazlum'un ben olmadığını öğrendiğim gün, hayatımın akıbeti değişti. Yetişkin içerik mevcuttur. Kapak Tasarımı @hestianinkalemi ♥️